MART AYI DEĞERLER EĞİTİMİ VATANSERLİK PANOSU

MART AYI DEĞERLER EĞİTİMİ VATANSERLİK PANOSU

04.03.2024 38

04-03-2024

 

 

 

 

 

MART AYI DEĞERLER EĞİTİMİ KONUSU VATANSERLİK PANOSU.

 

VATAN SEVGİSİ

Her insanın doğduğu, büyüdüğü ve son nefesini verdikten sonra ebedî uykuya daldığı bir toprak vardır. İnsanlar sevinçlerini ve hüzünlerini "vatan" denilen topraklarda yaşar ve ekmeklerini bu topraklarda kazanırlar. İnsanlar, kimliklerini ve bir ulusa ait olma hissini vatan denilen topraklarda edinirler. İşte bu yüzdendir ki insanlar, yüreklerinin bir tarafında hep vatan sevgisini taşırlar ve atalardan gelen bu duygu, gelecek nesillere aktarılarak hiç sönmeyen bir ateş gibi yanmaya devam eder.

 Vatan sevgisini anlayabilmek için öncelikle "Vatan nedir?" sorusuna cevap aramak gerekir. Bu soruya geçmişten bugüne birçok kişi tarafından farklı cevaplar verilmiştir. Nitekim vatan kavramı, herkes için farklı anlamlar ifade edebilmektedir. Ancak, vatan kavramının ne olduğunu açıklarken hemen hemen herkesin üzerinde ittifak edilebileceği bazı noktalar bulunmaktadır. Örneğin, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı!" dizesinde dikkat çektiği gibi vatan, sıradan bir toprak parçası değildir. Vatan, toprağın altındaki şehitlerin ve tüm ataların ebedî uykuda olduğu kutsal bir topraktır. Şair Mithat Cemal Kuntay'ın "Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır." dizesinde söylediği gibi bir toprak parçasını vatan kılan özellik, onun uğruna canını feda edebilen kişilerin var olmasıdır. Dolayısıyla, uğruna can verilebilen toprakları vatan olarak ifade etmek mümkündür. Ancak, "Vatan nedir?" sorusuna verilebilecek cevaplar bunlarla sınırlı değildir. Her şeyden önce vatan, bir millet için bağımsızlığın ve egemenliğin sembolüdür. Çünkü hiçbir millet, düşman işgali altında olan bir toprak üzerinde yaşamak istemez, isteyemez. Zaten vatan, düşman boyunduruğunda kalmasına göz yumulamayacak olan topraklardır. Yazar Ahmet Mithat Efendi'nin söylediği gibi "Vatan bir milletin evidir."

Peki, vatan sevgisi nedir? Vatan sevgisi kavramına yönelik olarak geçmişten bugüne farklı açıklamalar yapılmış ve birçok kişi vatan sevgisini kendi bakış açısıyla tasvir etmiştir. Örneğin Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vatan sevgisinin vatana hizmetle ölçülebileceğini ifade etmiş, sosyolog Gustave Le Bon ise vatan sevgisi duygusunu yaşamayan toplumların tarihte yok olmaya mahkûm olduklarına dikkat çekmiştir. Şair Orhan Şaik Gökyay ise "Vatan, canını uğruna verme sırrına erenlerindir." diyerek vatan sevgisini vatan uğruna can vermeyi göze almak açısından açıklamıştır. Ancak vatan sevgisi kavramı, sadece doğduğumuz veya doyduğumuz toprağı sevmek şeklinde ifade edilmekle sınırlanamayacak kadar geniş kapsamlı ve derin anlamlıdır. Bu bağlamda vatan sevgisi, mensubu olduğumuz milleti, vatandaşı olduğumuz devleti, gökyüzünde dalgalandırdığımız bayrağı, konuştuğumuz dili ve hem yaşadığımız hem de yaşattığımız kültürü sevmek olarak açıklanabilir.

 Peki, vatan sevgisi neyi gerektirir? Bu soruya cevap olarak vatan sevgisinin, doğduğumuzdan beri bizi besleyip büyüten vatanımıza olan minnet borcumuzu ödemeyi, yani onun için çalışmayı ve vatanımıza katma değer üretecek işler başarmayı gerektirdiğini söylemek mümkündür. Nitekim, vatan sevgisi lafzi olmakla kalamayacak kadar özel bir duygudur ve bu sebeple kişilere bir sorumluluk yükler. Vatanını seven her yurttaşın, vatanını yüceltmeyi arzu etmesi ve bu uğurda çabalaması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle vatan sevgisi, vatanımızda huzur, refah, emniyet ve istikrar içerisinde yaşayabilmek için çalışmayı ve çabalamayı gerektirmektedir.

Vatan sevgisi sadece geçmişe veya bugüne dair duygu ve düşüncelerimize değil, aynı zamanda geleceğe yönelik hissiyatımız, ideallerimiz ve sorumluluklarımıza da ilişkin bir kavramdır. Bu çerçevede, gelecek nesillere miras bırakacağımız vatana olan sevgimizi gösterme şeklimiz, onlara vatan sevgisini aşılayabilmek açısından büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla vatan sevgisi, geçmişte yaşamış atalarımıza yönelik bir minnet borcu olmanın yanı sıra gelecekte vatanın emanet edileceği gençlere bırakılması gereken kutsal bir mirastır. Bu durumu Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar şu cümlelerle özetlemektedir: "Vatan sevgim olmasaydı buralara ulaşamazdım. Çok çalışın, çocuklarınıza da hem çok çalışmayı hem de vatan sevgisini öğretin. Çocuklara bunu aşılamak lazım. Memleketine faydalı olan tüm dünyaya faydalı olur." Bu cümlelerden de anlaşılacağı üzere vatan sevgisi, başarılı bir insan olabilmek açısından anahtar öneme sahiptir. Çünkü yüreği vatan sevgisiyle dolu olan insanlar vatanı ve milleti için faydalı olabilmek arzusuyla kendini yetiştirir, geliştirir ve sahip olduğu mesleği en iyi şekilde icra etmeye çalışır. Vatanını ve milletini seven kişilerin yüreğindeki sevgi, insanlık adına faydalı hizmetler yapabilme arzusunu da beraberinde getirir. Nitekim vatanını seven bir kişi, dünyanın farklı ülkelerinde zor koşullar altında yaşayan ve yardıma ihtiyaç duyan kim varsa oraya giderek hem onlara faydalı olmak, hem de kendi ülkesinin ve milletinin adını duyurabilmek için çaba gösterebilmektedir.

Vatan sevgisine ilişkin olarak tüm bu hususları Türkiye üzerinden somutlaştırmak yerinde olacaktır. Tarihimizin vatan sevgisiyle dolu insanların yaptığı kahramanlıklar ve fedakârlıklarla dolu olması Türkiye'yi bu açıdan diğer ülkelerden farklı kılmaktadır. Asırlar boyunca bu topraklarda yediden yetmişe birçok kişi, vatan sevgisiyle dolu yüreğiyle en zor zamanlarda mücadele etme azmine sahip olmuştur. Örneğin, Birinci Dünya Savaşı esnasında Osmanlı İmparatorluğu parçalanmaya çalışılırken yürekleri vatan sevgisiyle dolu kadın, erkek, çocuk, genç ve yaşlı herkes, işgalci devletlere karşı var gücüyle kahramanca direnmiştir. Bunun en somut örneği Çanakkale'de yazılan kahramanlık destanı olmuştur. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Anadolu düşman işgali altına girdiğinde ise Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının önderliğinde vatansever Anadolu insanı, yürütülen kurtuluş mücadelesiyle ana yurdu emperyalist güçlerin boyunduruğundan kurtarmış ve akabinde bağımsız yeni Türk devleti kurulmuştur.

Türk milletinin yüreği vatan sevgisiyle dolu evlatları yüz yıl öncesinde olduğu gibi bugün de vatanını korumak ve onu yüceltmek için her türlü fedakârlığı yapmaktadır. Türkiye'ye yönelik açık veya örtülü dış müdahaleler geçmişte olduğu gibi bugün de mevcuttur. Türk milleti, ülkesinin birliğini ve bütünlüğünü korumak için bu tehditlere karşı cesur, azimli ve kararlı bir şekilde hareket etmeye devam etmektedir. Türk milletinin bu çabalarını, kâh darbe girişimine karşı ellerinde bayraklarla demokrasiyi sokaklarda cansiperane bir şekilde savunanların kâh terörist tehditlere karşı ülke güvenliğini hem yurt içinde hem de sınır ötesinde ölümü göze alarak görev yapanların cesaretinde görmek mümkündür.

 

Sonuç olarak, vatan sevgisi kutsiyete ve maneviyata sahip özel bir mefhumdur. Mensubu olduğumuz ulusu, vatandaşı olduğumuz devleti, gökyüzünde dalgalandırdığımız bayrağı, konuştuğumuz dili ve hem yaşadığımız hem de yaşattığımız kültürü sevmek anlamına gelen vatan sevgisinin birtakım gereklilikleri ve yurttaşlara yüklediği sorumluluklar vardır. Öte yandan vatan sevgisi, sadece geçmişe ve bugüne dair değil, aynı zamanda geleceğimize yönelik de bir kavramdır. Şair Namık Kemal'in "Amâlimiz efkârımız ikbâl-i vatandır." dizesiyle ifade ettiği gibi ana gayemiz, vatanımızın istikbalini düşünmek ve vatanımızın daha iyi bir geleceğe kavuşması için gayret göstermek olmalıdır. Bu itibarla, gelecek nesilleri bu temelde nitelikli insanlar olarak yetiştirmek vatan sevgisinin bir gereğidir. Unutulmamalıdır ki yüreği vatan sevgisiyle dolu olan insanlar sadece kendi ülkesi için değil, aynı zamanda dünya için de faydalı olurlar.